Dünyada Kurulan İlk Mahkeme: Adaletin Başlangıç Noktası

İlk mahkemelerin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı tam olarak bilinmemekle birlikte, tarihi belgeler ve arkeolojik bulgular, adalet sistemlerinin binlerce yıl öncesine dayandığını göstermektedir. Tarihte bilinen ilk mahkemeler, Mezopotamya’da kurulan Sümer uygarlığında yer almıştır. Yaklaşık olarak M.Ö. 2100-2050 yıllarına tarihlenen Sümerlerin hukuk sistemi, toplum içinde düzeni sağlamak, bireyler arasındaki anlaşmazlıkları çözmek ve adaleti tesis etmek amacıyla oluşturulmuştur.


Sümerlerde Hukuk ve Adalet Sistemi

Sümer uygarlığı, hukuk sistemi ile bilinen en eski uygarlıklardan biridir. Sümerler, kent devletleri şeklinde örgütlenmiş bir yapıya sahipti ve her kent devletinin bir yönetici ve yargı sistemine sahip olduğu düşünülmektedir. Sümerlerin adalet anlayışı, “Uru’nun Yasaları” olarak bilinen ilk yazılı hukuk belgelerinden biriyle kayıt altına alınmıştır.

Bu yasalar, toplumsal düzenin korunmasını amaçlamış ve suçlulara verilecek cezaları belirlemiştir. Sümerlerdeki mahkemeler, genellikle toplumun ileri gelenleri tarafından yönetilirken, en yüksek otorite ise kral ya da yönetici konumundaydı. Bu yasalar, hırsızlık, borç, mülkiyet, boşanma ve kölelik gibi konuları kapsamış ve adaletin nasıl sağlanacağına dair kurallar koymuştur.


Hammurabi Kanunları ve İlk Mahkemeler

Dünyanın bilinen en eski kapsamlı kanunlarından biri olan Hammurabi Kanunları, M.Ö. 1754 civarında Babil Kralı Hammurabi tarafından oluşturulmuştur. Hammurabi Kanunları, birçok açıdan Sümerlerin hukuk sisteminden etkilenmiştir, ancak kapsamı daha geniştir. Bu kanunlar, suç ve cezaların yanında borç ilişkileri, aile hukuku, ticaret gibi konuları da düzenlemekteydi.

Hammurabi Kanunları, hukuk devleti kavramının ilk örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. “Göze göz, dişe diş” anlayışıyla ünlü olan bu yasalar, suçluların cezalandırılmasını sağlamak için mahkemelerin kurulmasına olanak sağlamış ve yazılı bir adalet sistemi oluşturmuştur. Mahkemelerde, suçlulara yönelik cezalar uygulanırken, tanık beyanları ve deliller önemli bir yer tutmaktaydı.


Antik Yunan’da Mahkemeler

Adaletin temelleri, Mezopotamya’nın yanı sıra Antik Yunan’da da güçlü bir şekilde atılmıştır. M.Ö. 6. yüzyılda Atina’da kurulan mahkemeler, günümüz modern yargı sistemlerinin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Atina’da halkın katılımına dayanan bir adalet sistemi geliştirilmiş ve bu sistemde, yargılama süreci doğrudan halk tarafından gerçekleştirilmiştir.

Yunan mahkemeleri, adaletin sağlanmasında ve toplumun düzenini korumada önemli bir yere sahipti. Atina’da yargı süreci için belirli bir jüri sistemi kullanılmış ve davalara halkın içinden seçilen yüzlerce jüri üyesi katılmıştır. Bu jüri üyeleri, davaya dair oy kullanarak suçlunun cezasını belirlemiştir. Bu sistem, demokrasinin temellerini oluşturmuş ve adaletin toplum tarafından sağlandığı bir yapı sunmuştur.


Roma İmparatorluğu’nda Hukuk Sistemi ve Mahkemeler

Roma İmparatorluğu’nun hukuk sistemi, tarihteki ilk kapsamlı ve sistematik yasalardan birini sunmuştur. M.Ö. 5. yüzyılda oluşturulan ve “12 Levha Kanunları” olarak bilinen yasalar, Romalı vatandaşlar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için oluşturulmuştur. Roma hukuk sistemi, modern hukuk sistemlerine ilham veren pek çok ilkeyi barındırmakta olup, hukuk kurallarının yazılı hale getirilmesi ve halka açık mahkemeler kurulması gibi birçok yeniliği içermektedir.

Roma’da yargı süreci, yargıçlar ve halk arasında paylaştırılmıştır. Halkın seçtiği yargıçlar, suçluların cezalarını belirlemekle yükümlüydü. Roma hukuk sisteminde adaletin sağlanması ve vatandaş haklarının korunması öncelikli olup, mahkemeler bu amaç doğrultusunda çalışmıştır. Roma hukuk sistemi, daha sonra Avrupa’daki hukuk sistemlerinin temelini oluşturmuş ve modern hukuk düzenine katkıda bulunmuştur.


İlk Mahkemelerin Modern Hukuk Sistemlerine Katkısı

İlk mahkemelerin temel amacı, toplum içinde düzeni sağlamak ve bireyler arasındaki anlaşmazlıkları çözmektir. Tarihteki ilk mahkemeler, günümüz modern hukuk sistemlerine birçok açıdan katkıda bulunmuştur:

  • Yazılı Hukuk Kuralları: İlk mahkemeler, yazılı kanunların oluşturulması ve bu kuralların toplum içinde uygulanması için zemin hazırlamıştır.
  • Toplum Katılımı: Atina’da uygulanan jüri sistemi, demokratik hukuk sistemlerine ilham vermiştir.
  • Adil Yargılama: İlk mahkemeler, adaletin sağlanmasında delillerin ve tanık beyanlarının önemini vurgulamıştır.
  • Hukukun Üstünlüğü: Hammurabi Kanunları ve Roma hukuk sistemi, hukukun üstünlüğü ilkesinin ilk örneklerini sunmuştur.

İlk mahkemeler, toplumların gelişiminde ve hukuk sistemlerinin evriminde önemli bir role sahip olmuştur. Bu mahkemeler sayesinde adaletin temelleri atılmış ve bireylerin hakları korunmaya başlamıştır.

Dünyada kurulan ilk mahkemeler, insanlık tarihinde adalet kavramının gelişiminde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Sümerlerden başlayan hukuk anlayışı, Babil, Yunan ve Roma medeniyetlerinde gelişerek modern hukuk sistemlerine ilham vermiştir. Bu ilk mahkemeler, adaletin temel taşlarını oluşturmuş ve toplum içinde barış ve düzenin sağlanması için vazgeçilmez bir rol üstlenmiştir. Bugün, dünyada birçok farklı hukuk sistemi bulunmakla birlikte, ilk mahkemelerden miras kalan adalet arayışı, insan hakları ve hukuk devleti kavramları tüm dünya toplumları için önemli bir değer olmaya devam etmektedir.