Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi: Görevleri, Yapısı ve Önemi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Konseyi’ne üye 46 ülkenin vatandaşlarının, temel insan hakları ihlallerine karşı koruma sağlamak amacıyla başvurabileceği uluslararası bir yargı organıdır. Merkezi Fransa’nın Strasbourg kentinde bulunan AİHM, 1959 yılında kurulmuş olup, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin uygulanmasını sağlamakla görevlidir. Bu sözleşme, üye devletlerin kendi vatandaşlarına karşı insan hakları ihlallerini önlemeyi taahhüt ettiği geniş kapsamlı bir insan hakları belgesidir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yapısı ve İşleyişi
AİHM’nin yapısı, her üye devletten bir yargıcın bulunduğu bir kuruldan oluşur. Yargıçlar, 9 yıllık görev süreleriyle seçilir ve görev süreleri sona erdiğinde yeniden seçilmezler. Mahkeme, davaları çeşitli oturumlarla inceleyebilir:
- Komiteler: Üç yargıçtan oluşur ve kabul edilemez başvurular hakkında hızlı bir değerlendirme yapar.
- Daireler: Yedi yargıçtan oluşur ve karmaşık davaları inceler.
- Büyük Daire: 17 yargıçtan oluşur ve önem taşıyan veya istisnai durumlarda başvuruları inceler.
Dava açmak isteyen bireyler, ulusal mahkemelerde sonuç alamadıklarında veya adil bir yargılama göremediklerinde AİHM’ye başvurabilirler. Ancak, başvuru sahipleri, ülkesindeki tüm iç hukuk yollarını tüketmiş olmalıdır. Bu kural, AİHM’nin sadece son başvuru merci olarak işlev görmesini sağlamaktadır.
Mahkemenin Görevleri
AİHM’nin başlıca görevi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan hak ve özgürlüklerin ihlal edilip edilmediğini incelemek ve karara bağlamaktır. Mahkemenin görev alanına giren başlıca insan hakları konuları şunlardır:
- Yaşama Hakkı: AİHM, yaşama hakkının ihlal edilip edilmediğini değerlendirir. Örneğin, ölüm cezası veya ölümcül polis şiddeti gibi konuları inceler.
- İfade Özgürlüğü: Basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri sıklıkla AİHM’ye taşınır.
- Özel Hayat ve Aile Hayatına Saygı: Özel hayatın gizliliği, aile hayatının korunması gibi hak ihlalleri bu kategoriye girer.
- Adil Yargılanma Hakkı: Adil yargılanma hakkı ihlalleri, AİHM’nin sıkça karşılaştığı konulardandır.
- Eğitim ve Mülkiyet Hakkı: Bu hakların ihlali durumunda da AİHM’ye başvurulabilir.
AİHM, bu konulardaki ihlalleri değerlendirirken tarafsız bir yargılama süreci yürütür. Eğer mahkeme ihlalin varlığına karar verirse, davacıya tazminat ödenmesini veya ihlalin ortadan kaldırılmasını talep edebilir.
Mahkemenin Kararlarının Bağlayıcılığı
AİHM’nin kararları bağlayıcıdır ve mahkeme kararına göre devletler, tespit edilen ihlali ortadan kaldırmak zorundadır. Mahkemenin aldığı kararlar, sadece davayı açan kişi veya kişilere değil, üye devletin tamamına yol gösterici nitelik taşır. Yani, bir davada alınan karar, benzer vakalar için emsal teşkil eder ve üye devletler, karar doğrultusunda hukuki düzenlemeler yapabilir.
Örneğin, bir üye devletin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği tespit edilirse, bu durum diğer davalarda da dikkate alınır. Bu bağlayıcılık, mahkemenin Avrupa genelinde insan hakları standartlarını yükseltme rolünü güçlendirmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Başvuru Şartları
AİHM’ye başvuru yapabilmek için bireylerin belirli şartları karşılaması gerekmektedir:
- İç Hukuk Yollarının Tüketilmesi: Başvuru sahipleri, ülkesindeki tüm iç hukuk yollarını kullanmalı ve sonuç alamamalıdır.
- Başvuru Süresi: Son iç hukuk yolunun tüketilmesinden sonra 4 ay içinde başvurulmalıdır.
- Açık Bir İnsan Hakları İhlali Olması: Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne dayalı bir ihlal iddiasını içermelidir.
Bu şartları karşılayan bireyler, devletlerine karşı AİHM’ye başvurabilirler. Mahkeme, kabul edilebilir bulduğu davaları değerlendirir ve hak ihlali tespit edilirse, devletin bu ihlali ortadan kaldırması için yaptırımlar uygular.
AİHM’nin Önemi ve Eleştiriler
AİHM, Avrupa’daki insan haklarının korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Üye devletler arasında insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik güçlü bir mekanizma oluşturarak insan hakları standartlarını yükseltir. Ancak mahkeme, bazı eleştirilerle de karşılaşmaktadır:
- Uzun Yargılama Süreleri: Davaların yoğunluğu nedeniyle karar sürecinin uzun sürmesi eleştirilmektedir.
- Bağımsızlık Tartışmaları: Bazı devletler, AİHM’nin bağımsızlığını sorgulamaktadır.
- Uygulama Zorlukları: Kararların uygulanmasında bazı devletlerin isteksiz olması eleştirilmektedir.
Bu eleştirilere rağmen, AİHM, Avrupa kıtasında insan haklarını koruma noktasında önemli bir rol üstlenmekte ve birçok ülkede insan hakları bilincinin gelişmesine katkı sağlamaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye İçin Önemi
Türkiye, AİHM’ye en çok başvuru yapılan ülkeler arasında yer almaktadır. Türk vatandaşları, özellikle ifade özgürlüğü, adil yargılanma, mülkiyet hakkı gibi konularda başvurular yapmaktadır. AİHM’nin Türkiye için önemi, insan hakları ihlallerinin önlenmesine katkı sağlaması ve hukukun üstünlüğünün güçlenmesine destek olmasıdır.
AİHM, Türkiye için de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun reformlar yapılmasına teşvik edici bir etkiye sahiptir. Mahkemenin verdiği kararlar, Türkiye’de birçok yasal düzenlemenin yapılmasına ve insan hakları standartlarının yükselmesine katkıda bulunmuştur.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa kıtasında insan haklarının korunması için kritik bir kurumdur. Bireylerin devletlere karşı başvuru yapabilmesi, ülkelerin insan hakları konusunda hesap verebilirliğini artırmakta ve kıta genelinde ortak bir insan hakları standardı oluşturmaktadır. Eleştiriler bulunsa da AİHM, insan hakları bilincinin gelişmesi, hukukun üstünlüğünün güçlenmesi ve demokrasi standartlarının korunması açısından vazgeçilmez bir role sahiptir.